Banka Müdürünün Kusurundan Bankanın Sorumluluğu (Gündemdeki “Gizli Fon” Skandalı)

02.12.2023

Kamuoyunu bugünlerde çokça meşgul eden “gizli fon” skandalında tartışılan konulardan biri de, olayın baş “kahramanının” eski şube müdürü olduğu Bankanın, yatırımcıların zararlarından sorumlu olup olmadığıdır.

 

Burada meseleye şöyle yaklaşmak gerekir; banka şube müdürleri, bankaların sınırlı yetkili temsilcileri ve aynı zamanda bankaların çalışanıdırlar. Banka ile banka müdürleri arasındaki “temsil” ve “istihdam” ilişkilerinin varlığı bankanın sorumluluğu bakımından önem arz eder.

 

Temsil ilişkisi bakımından meseleyi ele aldığımızda, temsil yetkisini aşarak işlem yapan banka müdürünün bu işleminin bankayı bağlayabilmesi için bankanın açıkça ya da sessiz kalarak işleme onay vermiş olması gerekir. “Gizli fon” olayındaki deliller bu açıdan değerlendirilerek sonuca varılmalıdır.

 

Ancak Bankanın asıl sorumluluğu, başroldeki müdürün Bankanın çalışanı olması ve yatırımcıların esas olarak banka müdürünün şahsından çok Bankaya duydukları güven sebebiyle paralarını müdüre teslim etmiş olmalarıdır.

 

Banka müdürü, müşterilerle kurulan sözleşme ilişkisi bakımından Bankanın ifa yardımcısı (TBK 116) pozisyonundadır. Haksız fiil hukuku bakımından ise Banka, Kanun’un (TBK 66) deyimiyle “adam çalıştıran” kişi konumundadır. Her iki durumda da Banka, kusuru olmaksızın sorumlu pozisyonundadır. Bu sebeple, paralarını kaptıran müşteriler, bankaya karşı açacakları davalarda izleyecekleri stratejiye göre, bu iki kusursuz sorumluluk kuralından birine dayanarak Bankadan tazminat talebinde bulunabileceklerdir.

 

Bununla birlikte, zarara uğrayan müşterilerin dikkatsiz ve özensiz davranışlarıyla bu zararın oluşmasına ya da artmasına sebep oldukları da ileri sürülebilir. Bu durum, Bankanın sorumluluğunda indirim sebebi olabilecek hatta müşterilerin kusurlarının ağırlığına göre Bankanın sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırabilecek önemli hususlardan biridir.

 

Yargı uygulaması da bu açıklamalarımı destekler niteliktedir.

 

Daha önce yaşanmış, benzer bir olayla ilgili verdiği yakın tarihli bir kararında Yargıtay, banka müdürünün, yukarıda bahsettiğim gibi, bankanın ifa yardımcısı pozisyonunda olması sebebiyle, müdürün kusurlarından bankanın doğrudan sorumlu olduğu sonucuna varmıştır.

 

Üstelik bu olayda da paraların bir kısmı banka müdürüne banka dışında teslim edilmiş olduğu hâlde Yargıtay, müdürün banka çalışanı olması ve para tesliminin Bankaya duyulan güvenle ilgisini kurarak Bankanın sorumluluğunu kabul etmiştir.

 

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 20.10.2022, 2021/1481 E., 2022/7230 K.

 

·      …davalı banka müdürünün, bankada forward hesabı olduğunu belirterek davacılardan para alması, sonrasında bankaya ait dekont üzerine şube müdürü̈ kaşesini imzalayarak belge vermesi, davacılar tarafından bir kısım paraların davalı banka müdürüne verilmesi, gişe yetkilisi ...'in ajandasında bunların bir kısmının yer alması, müdür tarafından davacılara eksik ödemeler yapılıp kalanın bankanın havuz hesabında bulunduğunun belirtilmesi, banka müdürünün davacıların eksik paralarını ödemek için üçüncü kişilerin hesabından, davacıların hesabına para aktarılarak zimmet suçunun işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, davalı bankanın 818 sayılı BK'nın 100. maddesine göre çalışanının eyleminden dolayı sorumlu olduğu kabul edilerek, banka müdürü tarafından davacılardan alınan para miktarı, davacılar tarafından çekilen tutarlar belirlenerek ve davacıların müterafik kusurlarının bulunup bulunmadığı da değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği…

·      …davalı bankanın 818 sayılı BK'nın 100. maddesine göre çalışanının eyleminden dolayı sorumlu olduğu kabul edilerek, banka müdürü tarafından davacılardan alınan para miktarı, davacılar tarafından çekilen tutarlar belirlenerek ve davacıların müterafik kusurlarının bulunup bulunmadığı da değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmekte…

 

 

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 21.11.2006, 2005/110434 E., 2006/12075 K.

 

·      Davalı vekili davacının dayandığı hesap cüzdanlarındaki kayıtların, davacı ile banka müdürü M. Z. Ö. arasında ve banka tüzel kişiliği tamamen hariç tutularak oluşturulan ve banka faiz oranlarının çok üzerinde bir kazanç temin etmek amacıyla toplanan paralardan kaynaklandığını, tüm işlemlerin elle tutulduğunu, davacı ile dava dışı banka müdürünün özel bir işbirliğinin sonucu olarak banka sistemi dışında gerçekleştirildiğini, davacının olayda kasta yaklaşan müterafik kusurunun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

 

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın yarattığı güven ortamında yapılan uygulamalardan dolayı davacının kuşkulanmamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu ve kusurlarının olmadığı, davalı bankanın personelinin gerçekleştirdiği usulsüz işlemlerden dolayı davalının tamamen kusurlu olduğu, banka adına kabul edilen mevduat hesabına bankaca uygulanan cari faiz oranlarının uygulanması gerektiği, döviz talebi yönünden davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle, 1.804.684.932 TL'nın temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

 

02.12.2023

Prof. Dr. Umut Yeniocak

Hits: 1592
Paylaş